1 Ocak 2013 Salı

bir köpeğin hayatı

Bugün, yılın ilk sabahında, şöyle güzel bir kahvaltı edeyim dedim sahilde. Deniz maviş maviş parıl parıl. Güneşimiz mevcut, tahtaya vur, yağmur yok... Koşan, jogging eden, köpek gezdiren, bisiklet süren sürene...
Ben tabii en fazla gazetemi alır, Bono'mun yolunu tutarım, evin karşısında, eşofmanlarım var ama kimseyi kandırmayalım...
Bir tatlı ekşi soslu tavuk söyledim -diyeceksiniz ki bir insan evladı niye kahvaltıda bunu yer, yer- amanın ketçap sıkmışlar tavuğun üstüne getirdiler. "Bu ne?" dedim, tam garsonla teşriki mesai halindeyken (!) bir shompi çıkagelmesin mi...
Golden retriever... Tasmalı ama sahipsiz tasmalılardan.. Patiler çamur, tüyler güzel, burun komacan, bıdık..
Bono'nun zeytinli ekmeklerini tavuk zımbırtısına bandıra bandıra besledim bunu personelin önünde, elimdeki peçeteyi yiyordu hayvancağız açlıktan.. Etraftakiler de beslemeye başladı, benden feyz.. (Demek ya Bono'nun yemekleri harbiden kötü ya da herkes hayvan seviyor, bence birinci şık..)
Herkese sevdirdi kendini, yemeklerini şılap şulup yedi, selam verdi gitti.
Hesabı kasada öderken, "Hayırlı olsun, bir köpeğiniz oldu" dedim, "Hangi köpek?" dediler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder