7 Temmuz 2017 Cuma

annem ve haberler

Çok saçma bir düşme sonucu -rakı üzeri bira artı tekila (yoksa votka mıydı?) sonrası Davy Jones'un pervazından- bu sıcakta günlerdir denize terastan bakarak klima altında kas gevşeticilerle yaşıyorum. (Çok şikayetçi değilim, bi çeşit kafa yapıyorlar..)
Annem tabii, tedavimi üstlenmiş vaziyette, tomografiler filan çekildi, yediğim önümde yemediğim arkamda, sıkıntı yok.
Sıkıntı evde.
Ben ne yapıyorum; film seyrediyorum. (Kitap okumayı denedim, plaj efekti yaptı ya da uyku getirdi, vazgeçtim.)
Ama annenin 'schedule'ı başka!..
Sabah kahvaltı, ara öğün kahve, öğlen yemeği, ara öğün meyve yoğurt, akşam yemeği, bitti mi, hayıııır, bir ara öğün daha patlatıyoruz artık allah ne verdiyse..
Ve bu aşamaların hepsinden geçmek zorundasınız yoksa arıza çıkarıyor.

Ancak asıl mevzu bu değil zira bu yeni değil.
Annem için yeni olan, hazır beni 24 saat evde kanepede mahsur bulmuşken, TV'de haberleri açıp bas bas bağırarak Binali'yle filan konuşması.
Sosyal paylaşım yapıyor kızıyla.
Gazete okusa da fark etmiyor; köşe yazılarına varıncaya kadar bana brief veriyor, fikir alışverişi, ben bazen olayın evveliyatını anlatıyorum, tepkisi artıyor, küfrettiğine bile şahit oldum yani..
Mesela şu aralar aklı Kılıçdaroğlu'nda. Kaçıncı kilometredeler, olay çıkmış mı, Tayyip'e bak yine ne demiş, adam dimdik yürüyor valla helal olsun vs.
Bir de hava durumunu çok seviyoruz. Saat başı, havanın durumunu bilsek de, Bünyamin'den havadis bekliyoruz.
En komiği, annemin kulakları az duyduğu ve işitme cihazını takmayı reddettiği için bizim fikir alışverişlerinin ya karşılıklı bağırıp çağırmaya ya da monologa dönüşmesi.
Misal, annem haberi alt yazıdan takip ederken birden 'Bak görüyor musun yine kesmişler ağaçları!' diye infial edebiliyor. Ben o esnada G-20 zirvesini dinlemeye çalışıyorum.
Ya da kırmızı et fiyatlarından AB politikamıza hızlı bir geçiş yapabiliyoruz. Eeee, bilinç akışı diye buna derler..
Velhasıl biz gayet mutluyuz. Komşuların durumundan emin değilim...