16 Kasım 2012 Cuma

rape

Kırmızı don... Gri tuvalet.. kapısı.
Tecavüz girişimine uğradığımda komik bir şekilde AFS -hani şu öğrenci değişim programı- sözlü sınavındaydım.
Bizi dolduruyorlardı; her soruya sakin, kendiliğinden yanıt ver, diye..
Tabii, biz pompalıyoruz, "O ne sordu, kimlerdi, ne istedi" filan diye..
Ben zaten sabahın köründe gelmişim, Kabataş Erkek Lisesi'ne bi de, tanımam etmem, dolanıyorum, karnım aç, moralim bozuk, çişim var.
Eh bari tuvalete gidelim. Sırayı kontrol edelim, gerekli koordinatları verelim.
Abi, ne tuvaletmiş, ne binaymış, biz de bizimkini güzel bina addediyorduk, bu bildiğin labirent, eski Osmanlı cinsi. Çık çıkabilirsen.
İndim indim, tuvalete erdim. Kimse yok. Karanlık gri bir koridor. Bir gri tuvalet. Boş. E, girelim bari...
Girmemle adamın da girmesi bir olmasın mı.. Ben tam donumu çıkarmaya hazırlanırken onun soluk alıp verişleri küçücük tuvaleti kaplamasın mı..
Hani, deli kuvveti geliyormuş ya bazı, öylesinden, yoksa kick-boks filan anlamam, sen bir çak adamı kapıya, ardından koş... Koş Ayşe, yukarıda senin geleceğinin parçası olacak sınav var, seni çağırıyorlar, koş. Merdiven merdiven üstüne, dolan dolaş, bir yandan üstünü başını toparla, koş!
Adamın nefesini de, ardımdan gelirken küfretmesini de; hepsini duydum. Bir onlar duymadı.
Apar topar girdim sözlüme, ne sordular: "Gittiğin yerde başını örtmen gerekirse ne yaparsın?"
Ananın.... Demedim. Ama o sınavdan da geçemedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder