14 Haziran 2013 Cuma

hallelujah

Ben başlık vermeden, onlar koydular.. Bu yeni neslin en temel özelliği bu galiba; sen farkına varıncaya dek onlar zaten biliyorlar.
Son söyleyeceğimi baştan söyledim, neyse..
İki haftayı aşkındır hepimiz Gezi Parkı'ndayız.
Mutlu muyuz bu durumdan?
Kendi hesabıma öyle; ama "anne" dahi olmasam da o "çocuklar" için endişelenmekteyim. Ve bu durum beni mutlu etmiyor.
Belki, onların nefret ettiği şekilde, korkuyoruz başlarına gelebileceklerden. Çünkü o denli korkutulmuşuz.
Onlar için çooooook mutluyum. Benim neslin -bize x teşhisi koydular- hiç böyle bir şansı olmadı, olduysa da hali hazırda "x" olduğu için yakalayamadı, yakalamadı, vs...
Kaybedenler Kulübü bizden çıktı misal; biz baştan kabullendik. Ama şimdi onlar o "kaybedenleri" fan olarak takip edip, 'retro' diye saygı duyuyorlar.
Beyaz yakalı olmak istememiş belli ki hiçbiri, ama fark etmemiş, yine de olmuşlar; gene fark etmemiş, onlar da iş çıkışı kravat cepte parkta yatıyorlar: Her yer Taksim her yer direniş!
Bu başka bir iş arkadaş. Hepimize yabancı. Ben, bizim nesli bırak, o bize yıllarca ahkam kesen bir sürü neslin böyle bir şey yaşadığını zannetmiyorum.
İnşallah bir şeyler öğreniriz, nihayet.

PS: Neslihan'ın uyarısı için teşekkür; aşağıdaki yorum parlak bir "çapulcu" blogger'a ait. Meraklısına:
http://bugunyemektekimvar.blogspot.com/

6 yorum:

  1. Bugün yemekte Kim var?

    Buraya yaşadığımız kötü şeyleri, umutsuzluklarımı, hayal kırıklıklarımızı yazmayacağım.
    Şuanda Gezi Parkı direnişinin 17.günündeyiz, ve ben piyano resitalini dinliyorum, meydandaki.
    Günlerden 14 Haziran 2013, saat 00:04
    Şuanda piyanist "Imagine" çalıyor.
    14 Haziran saat 00:00'da özgürlüğün kokusunu aldığımı hissettim. İçim çok garip, daha önce hiç yaşamadığım duyguları yaşıyorum. Tüm bu insanlar çok güzel.
    90 kuşağından biri olarak daha önce hiçbişey için bu kadar direndiğimi, hiçbişeye bu kadar inandığımı ve vazgeçmediğimi hatırlamıyorum. Son 17 gündür ilk defa büyüyerek "Bir" olduğumuzu hissediyorum.
    Piyanist şuanda "Let it be" çalıyor.

    Hani bazı günler olur, aklınıza kazır ve hiç unutmazsınız. O günü, o anı yaşarken hiçbir şekilde unutmayacağınızı bilirsiniz.
    31 Mayıs 2013'te yazmıştım bir kağıda. Bugün özgürlüğümüz için savaştığımız ilk gün diye.
    Evet gerçekten öyleymiş, ama ufak bi hata varmış. Biz savaşmamışız.

    Şuanda "Hallelujah" çalıyor. Ve sesi pırıl pırıl bi kadın piyanoya eşlik ediyor.

    Biz barışmışız. Tanımadığım yüzlerce insanla yüz yüze gelip konuşma fırsatı buldum. Hiç tanımadığım insanlarla aramda hiçbi mesafe yokmuş ve yıllar önceden tanışıyormuşum gibi beraber direndim.
    Bu benim için bir ilk.

    Taksim Meydanı özgürlük kokuyor.
    Bu insanlar çok güzel.

    YanıtlaSil
  2. Bu güzel yorum bana ait değil, hatta yorum bile değil, itiraf ediyorum "vandalım"!
    Kendisi "bugün yemekte ne var" isimli blogun yazarı bir genç, tanımam, etmem. Özür dilerim, iznini de almadım, sue me!
    Ama çok güzelsin...

    YanıtlaSil
  3. Yazı sahibinin bloguna link versene Ayşecan.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Blogun yazarı benim, hiç önemli değil :) Afiyet olsuun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür:) şimdi gezi'de olmak vardı.. iyi eylemler. keep chappulling!

      Sil