20 Haziran 2013 Perşembe

das parfum

Kokudur arda kalan, genellikle; tişörttür, silgidir, yastıktır, çadırdır...
Yaşanmışlığın en somut, ama somut olmayan belgesidir.
Gider bir sabahın köründe, hiç gelmemiş gibi olur. Nereden bileceksin?
Kokusundan.
Ev kurarsın; tabak çanak çömlek koltuk döşek takım taklavat alırsın.
Sonra taşınırsın. Kaldı mı hiçbiri? Yok.
Kokun kaldı.
Aşık olursun. Sevişirsin, ayrılırsın. Ne kalır geriye?
Seni bir anda yıllar öncesine götürür, içine çektiğinde; hiçbir şarkıya benzemez, o denli tanıdık, bildik, senden...
"Sen kokuyorsun" diye şarkıcıların miyavlamaları boş değil.
Velhasıl, istediğin çiçeği, ağacı, bundan sonra ek. Ek. Durmak yok, ekmeye devam. Göster ne kadar çevreciymişsin, biz de inanalım.
Ama o çocukların kokusu gitmeyecek o parktan.
Sen "Pis kokuyor" demiştin ya.
Belki sırf bu yüzden.
İstediğin ıhlamuru dik, akasyayı ek; onların kokusu, o koku, senin sevmediğin, dinmeyecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder