Tam karşımda iki şahane köpek konuşlu. Bir tanesi German Shepherd, öteki yavru Labrador.
Adlarını bilmiyorum ama beni tanıyorlar. Ben kendimce isim taktım onlara; birine Rin-ti dedim, ötekine Buddy.
Zuzu'yla da çatıdan muhabbetleri var. Zuzu biraz kıskanıyor onları, dışarı çıkabiliyorlar diye; biraz aşağılıyor, böyle güzel "sahipleri" yok diye...(!)
Sabah akşam hav hav da hav hav... Birbirlerini gaza da getiriyorlar. "Anneleri" tersliyor, feci. Zira, birkaç kez müdahale bile ettim, "Abicim hayvanın bir suçu yok, köpektir bu havlar" hesabı... Ama hayvanları balkonda tasmayla tutmaya devam ediyorlar.
Benim kuzenim de aynı cinsti; her sene beni bir köpekle tanıştırırdı, "Ayşe bak, nasıl iyi eğitmiş miyim" diye, ertesi sene o köpeği göremezdik.
Yahu, köpekler sevgi ister, ilgi bekler, sizi en çok sever, gezmek ister, toprağa çimene hatta denize kavuşmak ister, haldırı hulduru yanınızda koşturmak ister! Sen bu hayvanı balkona niye bağlarsın?
Öteki komşum çok mutlu bir köpek mesela: ismi Efe. Bahçesinde eşelenip duruyor. Her sabah, akşam sahipleriyle gezmelere çıkıyor, pazar kahvaltılarına gidiyor, tavukları kovalıyor, kedilerle arkadaş!
Bırakınız koşsun, oynasın. Bağlamayınız. Serbest...
Aah ah. Yaraya tuz basmışssın Ayşe!
YanıtlaSilgördüğün gibi kedilerden sonra köpeklere de el attım neslican:)
Silbuddy'nin adı gerçekten buddy'miş iyi mi :)))
YanıtlaSilSenden korkulur!
YanıtlaSil