20 Şubat 2012 Pazartesi

Adapazarı



“İstikrar var mı?” diye sormuştu yeğeni Can’a Sakarya’da, benimle tanıştırdığında. Hoppaa… Uçurum mu istiyorsun, al sana: Biz güzel fanteziler kuralım, hatta söz konusu yeğeni –o da hasta Fenerli diye- Kadıköy’e davet etmeyi planlayalım, herifçioğlunun yaptığına bak… İstikrar var mıymış… Ne tür bi istikrardan bahsediyoruz Can Bey? O müstehzi gülüş, cevabın emaresiydi de Ayşe kulun havalarda gezindiği için o zaman dank edemedi. İstikrar.
Can tanıdığımda garsondu. Sonra fabrika işçisi. Lise terk. Bir ailenin beş çocuğunun en küçüğü.
Çark Caddesi’nde yürürken “N’aber abi?” Sanki bütün cadde Can’ı tanıyor. “Arkadaşım Ayşe.” Eh, köfte yiyelim bari…
Sakarya’dan bahsetmek yasak. Geriliyor. Telefon geliyor, bilmemkim, bana ne. “Allah’a emanet… Bizim aramızda öyle şey olmaz.”
Sinemaya gidiyoruz, “Ayşe, bi dakka benim bi şey halletmem lazım, hemen dönücem.” Akşam eve dönüyoruz, “Biriyle buluşucam, beş dakka şurada bekle.” Noluyo lan?
Ama eve girince eski Can’la karşı karşıyayız. “Dimple?”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder