5 Ocak 2014 Pazar

bin yıldır yaşıyorum

Hangi gün, hangi yıldayız?
Bunlar bana ait değil; en sevdiğim Şebnem Ferah'a ait.
İstanbul seyahati "öğretici" oldu her zamanki gibi.. Biraz yorucu, eğlenceli, üşütmeli, koşturmalı, heyecanlı...
Oradan burada bulamadığım bir sürü albüm, kitap vs aldım. Şimdi onları tüketmekteyim.
Şebnem'in yeni "Od"u da bunlardan biri.
Hakikaten Tolga Akyıldız'ın dediği üzre bu albüm defalarca üst üste dinlenmesi gereken "konsept" albüm olmuş. Gezi'ye de değinmiş hatun, anlayana, Tayyip'le de bi hesaplaşmış, kendisiyle zaten en çok, her zamanki gibi..
Duman'ın albüm de öyle, "Darmaduman" -ki bence yılın albümü...
Biz de İstanbul'da Üsküdarlı kızlarla bir nevi "20 yıl hesabı" yaptık. (20 yılı geçti mezun olalı ama boşverin, kimse duymasın..)
Bir baktık: aaa, hepimiz boşanmışız, ya da çoğumuz diyelim.
Herkes iş değiştirmiş. Ev değiştirmiş. Bazısı çoluk çocuk sahibi olmuş.
Bunlar tabii normal şeyler.
Zamanın geçmesi, eskileri unutturmuyor ama; ne kadar güzel!
Aynı kalpten, aynı tarihten, geçmişten gelince insan, buluşuveriyor, her daim.
Eski kocamla da yemek yedim İstanbul'da. Gazeteci arkadaşlarımı gördüm. Evlerinde kaldım.
Aynılar. Ne güzel...
Ama otobüs Gökova'dan Marmaris'e inerken şöyle bir rahatlama kapladı içimi; "Oh be!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder