1 Mayıs 2015 Cuma

kargaları sayarken

Geldik ayların en güzelineeeee: Mayıs geldi hoşgeldi, denizimiz yazımız geldi, 1 mayısımız geldi, çiçeklerimiz, baharlarımız, güneşimiz açtı.. Erik çıktı, çağla çıktı.
Hakikaten en sevdiğim aydır mayıs -bir de ağustosu eylüle bağlayan ikinci yarısını severim..
Okuldayken de böyleydi; gepgeniş bahçemizde bacaklarımızı banklara uzatarak oturduğumuz, salıncaklarda sallandığımız zamanlarda..
Kışın yağmurundan, şiddetinden sıyrılır çünkü insan mayısta, üstüne giydiği fazlalıklardan, battaniyelerden, yorganlardan kurtulur..
Gel gör ki güzel memleketimizde öyle mi? Yine bir yasaklı giriş yapıyoruz en sevdiğimiz aya. Yollar kapalı, meydanlar kapalı, insanların hadi geçtik gösteri yürüyüş hakkından, ulaşım hakkı tahdit altında!
Bilmem takip ediyor musunuz, ABD'nin Baltimore kentinde bir haftadır geceleri sokağa çıkma yasağı uygulanıyor, siyahi Freddie Gray gözaltında öldüğü için yapılan gösteriler neticesinde.
Bu pek Amerika'da tanık olduğumuz bir uygulama değil -siyahların öldürülmesinden bahsetmiyorum, sokağa çıkma yasağından bahsediyorum..
Yıllar önce Counting Crows'un pek sevdiğim bir şarkısı vardı; Raining in Baltimore. Her şeyin her yerde ne kadar aynı olduğunu, aynı kaldığını anlatır şarkı kısaca.
Şimdi liderlerimiz (!) beş yıl önce yaptıklarını kırarcasına yasaklarını inşa etmeye, koskoca Taksim Meydanı'nı polis arabalarıyla kaplı beton bir garabete çevirmeye devam etsin, elbet mayısın sıcaklığı kazanacaktır.
Baltimore'da da, İstanbul'da da...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder