TV tartışmalarının manyağı oldum, darbeden beri.
Zaten serde gazetecilik var, Ahmet Hakan'ın özellikle, tüm konuklarının profillerini ezber ettim.
Herkes aynı şeyi söylüyor.
Bu 'adamlar' kadrolaşıyordu yıllardır; orduda, yargıda, emniyette ve saire, ve buna göz yumuldu. (Sayın flaş askeri savcı Üçok'un tabiriyle 'salağa yatıldı'..)
Açıkçası ben Tayyip Erdoğan için üzüldüm.
Bu nasıl bir çemberdir, sizi içine çeken, geren?
Adam kaçarken, cumhurbaşkanından bahsediyoruz, pilota bile nereye gittiğini söyleyemiyor.
Acıdım.
'Peki ama, bizi kim iyileştirecek kim kurtaracak bu renksiz ateşten... ne yapacağız bizdeki yanıkları yıkamak, yumak için? O yaralar ki uzar gider, içimizde yerleşir iyice, anılarla, bizi ağır ağır kireçtaşına çevirene dek...' Julio Cortazar, Seksek, 1963.
Öyle boş Kısıklı evinin önünde gecelemekle olmaz bu işler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder