CAN
Bölüm 1
O yaz başına bir şeyler geleceğini biliyordu. En sevdiği yerdeydi yine; Marmaris... Babasının memleketi. Kendini iyi, güzel, yerinde hissettiği tek yer... Aylardır işsiz olduğu için uzunca kalmak da mümkündü o yaz. Annesi "Hadi kızım aldım uçak biletlerini" deyince iki etmedi o yüzden; topladı bavulunu, kapattı Moda'daki mabedini, atladı geldi Marmaris'e. Işığın hep olduğu, denizin mavisini hiç kaybetmediği, ne aşklar ne arkadaşlıklar yaşadığı, çocukluğunun "simitli" Marmaris'ine...
Can'ı ilk kez hep gittiği plajda gördü. Orada çalışan bir garson. Sahilde otururken bir bira istedi, gelmek bilmedi. Sonra ahşap parmaklıklara yaslanmış denizi seyreden Can'ı fark etti, el salladı. O gördü, anladı, geldi hemen. "Burası benim görev alanım değil" dedi. "Biliyorum" diye karşılık verdi, "Ama başka çarem kalmadı!"
Deniz, güneş, İçmeler... Can artık servis yapıyordu plaja, mütemadiyen... "Bir bira daha?"
"Adın ne?" Komik bir şekilde üzerindeki, çalıştığı yerin tişörtünü gösterdi. "Can."
"Eyvallah."
Okuyor musun, çalışıyor musun, nerelisin vs... Telefonlar alındı verildi. "Görüşürüz."
O yaz başına bir şeyler geleceğini biliyordu.
Bölüm 3
YanıtlaSil19 yıl önceydi. Antalya. Diğer hakim savcı çocuklarıyla beraber kamptayız. Bir akşam yine abim ve arkadaş grubundan çok sıkılıp odamın yolunu tutmuşken, bir şey beni sahile yönlendirdi. Orada, kumsalda, aradığım adamı buldum. Üç kız vardı yanında. "N'aber, n'apıyorsunuz" derken denizin hemen kıyısına dalgalara karşı oturduk. Ve ben amacıma ulaştığıma artık inanmıştım. Kendimi gösterme zamanı gelmişti. 17'sinde, ilişki tecrübesi sıfır, kendinden büyük kızlar ve onunla, ilk aşkı, denize nazır Ayşe... "Ya hep ya hiç" diyerek kendimi açma serüvenim o zaman başladı.
Önce minik söz düelloları, sonra "geyik muhabbeti"... Tam umutlar sönmüşken diğer kızlar kalkıp gitti. Eveet, dalgalar, dolunay, o ve ben. Her şey var fakat romantizm yok hala. Konu: kardeşlerimiz, okul, aileler, ilişkiler, gelecek, karakter tahlilleri, felsefeler... Tam üç saat. Titreyerek konuştuk o gece baş başa. Amaç yok. Ayrılırken bile tek bir temas yok.
Ama mutlu, bu geceyi yaşadığımıza çok memnun ve rahatlamış olarak yatmaya giderken damağımda onunla arkadaşlığın tadı, sesi, tavrı, gülüşü, bir de kumlar ve ürperti... İşte o gecenin sihri. Birbirimizi keşfetmek. O anki amacımı hala bilmiyorum, ama o an ulaştığımdan emindim.