Makyajın kötü olmuş Tayyipcim.. Ahmetcim o takım boyunu kesmiş.. O styling üzerinde hiç durmamış Kemal.. Devlet seni görmek bile istemiyorum.. Selo, bi bandana isterdi..
Nası bi ülkedeyiz valla ben yıllardır çözemedim ama O çözmüş.. Bize acıyan gözlerle bakıyor. O gözlere iyi bakın. Belli ki terk edilmiş, zarar görmüş, acı çekmiş... Dolapdere'de yaşıyor. Öyle bakıyor bize. Bizi hatırlatıyor.
Fotoğraf: Gamze Reisoğlu Şamdancı
29 Mayıs 2015 Cuma
inside thinking
- What are we gonna do?
- About what? You mean the cockroach?
- Yeah. We can't just leave him roach around can we?
- Have any ideas? Cause i can't kill him.
- That's pretty much clear, you have a giant cat and it does not kill him!
- Maybe it will turn upside down and die and we can wait.
- That's gross!
- Well I thought your house did not welcome these guys!
- And I thought you wouldn't be climbing up walls!
- A roach can climb up walls!
- Bad for you!
- OK. Let's figure out a way.. Do you have a "roach killer" of some kind?
- No, I'm afraid not. Are you kidding me?
- Maybe a rat poison or a bug killer?
- What about a slipper?
- What?
- I can bang over its head and bam!
- Well can you?
- Sure. But it can spread its eggs all around...
- Aww, forget it.
- So we're gonna have a new pet shall we?
- Just give it to Zuzu and he's gonna take care of him.
- He's playing with him for God's sake!
- About what? You mean the cockroach?
- Yeah. We can't just leave him roach around can we?
- Have any ideas? Cause i can't kill him.
- That's pretty much clear, you have a giant cat and it does not kill him!
- Maybe it will turn upside down and die and we can wait.
- That's gross!
- Well I thought your house did not welcome these guys!
- And I thought you wouldn't be climbing up walls!
- A roach can climb up walls!
- Bad for you!
- OK. Let's figure out a way.. Do you have a "roach killer" of some kind?
- No, I'm afraid not. Are you kidding me?
- Maybe a rat poison or a bug killer?
- What about a slipper?
- What?
- I can bang over its head and bam!
- Well can you?
- Sure. But it can spread its eggs all around...
- Aww, forget it.
- So we're gonna have a new pet shall we?
- Just give it to Zuzu and he's gonna take care of him.
- He's playing with him for God's sake!
saat 4
Yoksun.. Ama başka herkes var..
Digiturk mesela saat 4 oldu diye kendini kapattı.
Dışarıda hooligan turistler, vuhuuuuu, diyipduru..
Karşı otelin jeneratörü işliyor maaşallah, vooonk vonk.....
Hatta bu gece şimşekler çakıyor, gök gürlüyor, Zuzu hoplayıp zıplıyor.
Az önce oyun yapıyor zannettim, evet , bir hamdiyle!!!!
Geberttim.
Nasıl yaptığıma ben de inanamadım, şok şok!
Muhtemelen sabaha karşı yağmur haldır huldur inecek yine Marmaris'e.
Ama ben pazardan enginarımı, fasulyemi, domatesimi, peynirimi aldım.
Bir insomniac gecesinde daha beraberiz yani..
Akşama yemeğe bekleriz.
Digiturk mesela saat 4 oldu diye kendini kapattı.
Dışarıda hooligan turistler, vuhuuuuu, diyipduru..
Karşı otelin jeneratörü işliyor maaşallah, vooonk vonk.....
Hatta bu gece şimşekler çakıyor, gök gürlüyor, Zuzu hoplayıp zıplıyor.
Az önce oyun yapıyor zannettim, evet , bir hamdiyle!!!!
Geberttim.
Nasıl yaptığıma ben de inanamadım, şok şok!
Muhtemelen sabaha karşı yağmur haldır huldur inecek yine Marmaris'e.
Ama ben pazardan enginarımı, fasulyemi, domatesimi, peynirimi aldım.
Bir insomniac gecesinde daha beraberiz yani..
Akşama yemeğe bekleriz.
24 Mayıs 2015 Pazar
kedidir kedi
Bubububup bububup ötüyor kuşlar, ben çatıda ekmek yuvarlıyorum onlara.. Kedim yanımda, tabii, aşağıda kendini görünmez zannediyor...
Bir erkek bırakmışım arkamda, bir tane daha, n'apalım, olmuyor...
Valla kediler daha akıllı, en azından gecenin dördünde aramıyorlar, kapına dayanmıyorlar.
Bir erkek bırakmışım arkamda, bir tane daha, n'apalım, olmuyor...
Valla kediler daha akıllı, en azından gecenin dördünde aramıyorlar, kapına dayanmıyorlar.
13 Mayıs 2015 Çarşamba
eyvah
Uyandım. Yine tüy... Offff Zuzu!
Ayıkla, tuvalete git, ayıl, sonra bir bak: bütün ev Zuzu!
Aldım mide ilacımı, daldım süpürgeye; süpür süpür... Kaçıyor bir de benden zıpır, kovala, süpür süpür, yerime de yatmış ahlaksız, süpür süpür...
Oh, bir rahatladım neticesinde elbet.
Ve hayatta bir değişiklik yapmaya karar verdim.
Artık çalışmaya geri döndüm.
Napıcam; insanların birbirlerine söyleyemediklerini söyliycem...
Eyvah.
Zuzu olsa aynen ketum dururdu, tüm kediler gibi, ben?
Süpür süpür...
Napıcam; insanların birbirlerine söyleyemediklerini söyliycem...
Eyvah.
Zuzu olsa aynen ketum dururdu, tüm kediler gibi, ben?
Süpür süpür...
1 Mayıs 2015 Cuma
kargaları sayarken
Geldik ayların en güzelineeeee: Mayıs geldi hoşgeldi, denizimiz yazımız geldi, 1 mayısımız geldi, çiçeklerimiz, baharlarımız, güneşimiz açtı.. Erik çıktı, çağla çıktı.
Hakikaten en sevdiğim aydır mayıs -bir de ağustosu eylüle bağlayan ikinci yarısını severim..
Okuldayken de böyleydi; gepgeniş bahçemizde bacaklarımızı banklara uzatarak oturduğumuz, salıncaklarda sallandığımız zamanlarda..
Kışın yağmurundan, şiddetinden sıyrılır çünkü insan mayısta, üstüne giydiği fazlalıklardan, battaniyelerden, yorganlardan kurtulur..
Gel gör ki güzel memleketimizde öyle mi? Yine bir yasaklı giriş yapıyoruz en sevdiğimiz aya. Yollar kapalı, meydanlar kapalı, insanların hadi geçtik gösteri yürüyüş hakkından, ulaşım hakkı tahdit altında!
Bilmem takip ediyor musunuz, ABD'nin Baltimore kentinde bir haftadır geceleri sokağa çıkma yasağı uygulanıyor, siyahi Freddie Gray gözaltında öldüğü için yapılan gösteriler neticesinde.
Bu pek Amerika'da tanık olduğumuz bir uygulama değil -siyahların öldürülmesinden bahsetmiyorum, sokağa çıkma yasağından bahsediyorum..
Yıllar önce Counting Crows'un pek sevdiğim bir şarkısı vardı; Raining in Baltimore. Her şeyin her yerde ne kadar aynı olduğunu, aynı kaldığını anlatır şarkı kısaca.
Şimdi liderlerimiz (!) beş yıl önce yaptıklarını kırarcasına yasaklarını inşa etmeye, koskoca Taksim Meydanı'nı polis arabalarıyla kaplı beton bir garabete çevirmeye devam etsin, elbet mayısın sıcaklığı kazanacaktır.
Baltimore'da da, İstanbul'da da...
Hakikaten en sevdiğim aydır mayıs -bir de ağustosu eylüle bağlayan ikinci yarısını severim..
Okuldayken de böyleydi; gepgeniş bahçemizde bacaklarımızı banklara uzatarak oturduğumuz, salıncaklarda sallandığımız zamanlarda..
Kışın yağmurundan, şiddetinden sıyrılır çünkü insan mayısta, üstüne giydiği fazlalıklardan, battaniyelerden, yorganlardan kurtulur..
Gel gör ki güzel memleketimizde öyle mi? Yine bir yasaklı giriş yapıyoruz en sevdiğimiz aya. Yollar kapalı, meydanlar kapalı, insanların hadi geçtik gösteri yürüyüş hakkından, ulaşım hakkı tahdit altında!
Bilmem takip ediyor musunuz, ABD'nin Baltimore kentinde bir haftadır geceleri sokağa çıkma yasağı uygulanıyor, siyahi Freddie Gray gözaltında öldüğü için yapılan gösteriler neticesinde.
Bu pek Amerika'da tanık olduğumuz bir uygulama değil -siyahların öldürülmesinden bahsetmiyorum, sokağa çıkma yasağından bahsediyorum..
Yıllar önce Counting Crows'un pek sevdiğim bir şarkısı vardı; Raining in Baltimore. Her şeyin her yerde ne kadar aynı olduğunu, aynı kaldığını anlatır şarkı kısaca.
Şimdi liderlerimiz (!) beş yıl önce yaptıklarını kırarcasına yasaklarını inşa etmeye, koskoca Taksim Meydanı'nı polis arabalarıyla kaplı beton bir garabete çevirmeye devam etsin, elbet mayısın sıcaklığı kazanacaktır.
Baltimore'da da, İstanbul'da da...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)